Koç Holding ve Enerji Sektöründeki Gücü: İktidar, Strateji ve Toplumsal Etkileşim Siyaset, yalnızca devletin iç işleyişiyle sınırlı kalmaz. Güç ilişkilerinin, kurumların ve ideolojilerin nasıl şekillendiği, toplumun en derin katmanlarına kadar etki eder. Bir siyaset bilimcisi olarak, her kurum ve her güç yapısı, toplumun düzenini belirleyen birer unsur olarak karşımıza çıkar. Güç, yalnızca fiziksel bir kuvvet olmanın ötesine geçer; aynı zamanda toplumsal ve ekonomik yapıların nasıl şekilleneceğini belirleyen bir stratejidir. Bu bağlamda, büyük iş konglomeratlarının, özellikle de enerji gibi stratejik sektörlerde faaliyet gösteren devlerin, toplumsal düzen ve iktidar üzerindeki etkisi büyük bir önem taşır. Koç Holding, Türkiye’nin en köklü ve en…
Yorum BırakYolculuk ve Keşif Yazılar
Göçükçü: Yeraltında Emek, Öğrenmede Derinlik Her sabah sınıfa adım attığımda, öğrenmenin dönüştürücü gücünü hissederim. Tıpkı bir madenci gibi, bilgi katmanlarının altına iner, görünmeyeni görünür kılmaya çalışırım. Öğrenme de tıpkı yeraltı gibidir; sabır, dikkat ve emek ister. Bu yazıda sizlerle, çoğu zaman adını duymadığımız ama yaşamın görünmeyen kahramanlarından biri olan göçükçülerin dünyasına, pedagojik bir gözle bakacağız. Peki, göçükçü ne iş yapar ve bu emek bize öğrenme konusunda ne anlatır? Göçükçü Kimdir? Yeraltının Sessiz Öğretmeni Göçükçü, madenlerde meydana gelen göçükleri temizleyen, çöken alanları güçlendiren ve çalışma alanını yeniden güvenli hâle getiren kişidir. Yani bir göçükçü, enkazı kaldırmakla kalmaz, aynı zamanda yeni bir…
Yorum BırakGönül Bağı Ne Zaman? İnsan İlişkilerinin Görünmeyen Zamanı Tarihin Kalbinden Günümüze: Gönül Bağının Serüveni İnsanlık tarihi boyunca gönül bağı, hem kültürel hem de psikolojik bir olgu olarak varlığını sürdürdü. Eski çağlardan bugüne, insanlar birbirine sadece akılla değil, gönülle de bağlanmanın yollarını aradı. Gönül bağı dediğimiz şey, görünmeyen ama hissedilen bir bağdır; zamanla kurulmaz, bazen bir bakışta oluşur, bazen de yılların emeğiyle derinleşir. Tarihin en eski metinlerinde bile, gönül bağına dair izler vardır. Antik Yunan’da Platon’un Symposion adlı eserinde ruhların bir bütünken ikiye ayrıldığı ve her bir yarımın diğerini aradığı anlatılır. Bu düşünce, gönül bağının aslında varoluşsal bir arayış olduğunu gösterir.…
Yorum BırakHiç düşündünüz mü, Hanbelîlik gelecekte hangi yoruma evrilecek? Bugün, tarih boyunca metne sıkı bağlılığıyla tanınan bu düşünce geleneğinin, modern dünyanın hızla değişen değerleri karşısında nasıl bir duruş sergileyebileceğini konuşalım. Bu yazı bir cevap arayışı değil; aksine bir davet—hep birlikte “yarının Hanbelîliği”ni düşünme daveti. Çünkü bazen bir mezhep, yalnızca geçmişin değil, geleceğin de sesi olabilir. Uyarı: Okurken zaman zaman “Ben de acaba hangi yorumdanım?” diye düşünebilirsiniz. Hanbelîlik Hangi Yorum? (Geleceğin Metinle Diyaloğu) Hanbelîlik, kökeninde metne bağlılık, sade ibadet anlayışı ve ihtiyatlı yorum çizgisiyle tanınır. Ancak her çağın kendine özgü soruları vardır: Dijital çağda fetva kimden gelir? Yapay zekâ ile üretilen bilgi…
Yorum BırakAhuzar Oldu Ne Demek? Duyguların Derinliğine Yolculuk Bir kelime bazen bir hayatın özetidir. “Ahuzar oldu” ifadesi, Türkçenin eski ve duygusal köklerinden süzülüp gelen, insanın iç dünyasındaki kırılmaları, yıkımları anlatan derin bir deyiştir. Özellikle Anadolu’da, bir olayın ya da birinin “çok üzücü, çok acıklı bir hale gelmesi” için kullanılır. Bu kelime, yalnızca bir durumun kötüye gittiğini değil, aynı zamanda içsel bir sarsıntıyı, kalpten gelen bir acıyı da ifade eder. Ahuzar Kelimesinin Kökeni ve Anlamı “Ahuzar” kelimesi Arapça kökenlidir. “Ah” (üzüntü, iç çekiş) ve “huzar” (yıkım, keder) birleşiminden gelir. TDK’ye göre “ahuzar olmak”, “çok acıklı, üzücü bir hale gelmek” anlamına gelir. Günlük…
Yorum BırakGliserin Glikol Ne İşe Yarar? Bir Edebi İnceleme Kelimelerin Dönüştürücü Gücüyle Başlamak Edebiyatın sahnesinde her kelime, her imge, her metafor bir kapı aralar. Gliserin glikol de bu bağlamda yalnızca bir kimyasal terim değil; bir anlatının içinde, karakterlerin ruh hâlini yansıtan bir simge olabilir. Kelimelerin gücü gibi, gliserin glikol de akışkanlığıyla, dönüştürücülüğüyle insan yaşamına dokunur. Bir romanda, belki de kahramanın gözyaşlarıyla benzeştirilebilecek yoğun bir sıvıdır; bir şiirde ise arınmanın ya da çözülmenin metaforu hâline gelebilir. Edebiyatın Kimyası: Gliserin Glikolun İzinde Peki, gliserin glikol ne işe yarar? Bilim bize onun nem tutucu, koruyucu ve çözücü özelliklerinden söz eder. Kozmetik ürünlerde cildi yumuşatır,…
Yorum BırakGitme Kal Bu Şehirde Kim Yazdı? Ekonomik Perspektiften Bir Değerlendirme Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları: Bir Ekonomistin Girişi Ekonomi, kaynakların sınırlı olduğu bir dünyada, bireylerin ve toplumların bu sınırlı kaynakları nasıl dağıttığını anlamaya çalışır. Bir ekonomist, kararları yalnızca bireyler üzerinde değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de analiz eder. “Gitme kal bu şehirde kim yazdı?” sorusu, bu bağlamda ekonomik seçimlerin ve sonuçlarının bir yansıması olarak düşünülebilir. Şehirde kalmak ya da gitmek, yalnızca kişisel bir tercih değil, aynı zamanda ekonomik fırsatlar, yaşam maliyetleri ve toplumun genel refah düzeyi gibi birçok faktörün birleşiminden ortaya çıkar. İçinde yaşadığımız şehirler, iş gücü piyasaları, yaşam standartları,…
Yorum BırakHava Kesesi Nerede Bulunur? (Bedenimizden Topluma Uzanan Bir Yolculuk) Bazen basit gibi görünen biyolojik bir detay, aslında çok daha derin toplumsal tartışmalara kapı aralayabilir. “Hava kesesi nerede bulunur?” sorusu da böyle bir örnek. İlk bakışta yalnızca anatomi dersi bilgisi gibi gelebilir ama düşündüğümüzde, hava kesesi kavramı bize yalnızca canlıların yaşam mücadelesini değil, aynı zamanda çeşitlilik, toplumsal cinsiyet ve adalet perspektiflerini de hatırlatır. Gelin bu soruyu, sadece biyolojik değil, sosyal bir gözle de birlikte inceleyelim. Hava Kesesi: Biyolojik Bir Gerçek Hava kesesi, genellikle kuşlar ve bazı balık türlerinde bulunan, içi hava dolu bir organdır. Kuşlarda akciğerlerin yanında yer alır, solunum sistemini…
Yorum BırakGelişimsel Gerilik Neden Olur? Antropolojik Bir Perspektif Kültürlerin çeşitliliği, insanlık tarihinin en büyüleyici yönlerinden biridir. Her toplum, bireylerin dünyayı nasıl algıladığını, yaşamını nasıl şekillendirdiğini ve kimliklerini nasıl inşa ettiğini farklı şekillerde yorumlar. Bir antropolog olarak, insan gelişimini ve bireylerin toplumsal bağlamda nasıl şekillendiğini anlamak, kültürel bağlamları ve toplumsal yapıları incelemekle mümkündür. Gelişimsel gerilik, bir bireyin fiziksel, bilişsel veya duygusal gelişiminde yaşadığı gerileme veya duraklama olarak tanımlanabilir. Ancak, gelişimsel geriliğin nedenleri yalnızca biyolojik veya genetik faktörlerle açıklanamaz. Kültürel, toplumsal ve çevresel faktörler de bu durumu önemli ölçüde etkileyebilir. Bugün, gelişimsel geriliği bir antropolojik perspektiften ele alarak, ritüeller, semboller, topluluk yapıları ve…
Yorum BırakHamaratta Et Pişer mi? Bir Akşam Yemeğinden Fazlası Bazı hikâyeler bir mutfakta başlar, ama asla orada bitmez. Bugün size tam da böyle bir hikâye anlatmak istiyorum. “Hamaratta et pişer mi?” sorusu, aslında bir pişirme merakından çok daha fazlasını ifade eden bir hikâyenin başlangıcı oldu. Çünkü bazen bir fırının sıcaklığı, insanların arasındaki uzaklığı da eritmeye yeter. — Bir Akşam, Bir Fırın, İki Farklı Dünya Mert, analitik düşünen, plan yapmadan adım atmayan biriydi. Her şeyin bir verisi, bir mantığı, bir stratejisi olmalıydı. Eşi Elif ise bambaşka bir dünyadaydı; sezgileriyle hareket eden, insanları anlamayı her şeyden önemli gören, kalbiyle düşünen bir kadındı. Bir…
Yorum Bırak